Müzigi Hisset Ruhunu Gizle...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Müzigi Hisset Ruhunu Gizle...

Siteye giripte üye olmayanın ... :D
 
AnasayfaseseLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

Sesi göğe yükselen bir grup: Ayyuka

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
çok iyi insan falan
Admin
çok iyi insan falan


Yaş : Kayıt tarihi : 10/02/09 Mesaj Sayısı : 322 Nerden : Nihilist Dünyam..!

Sesi göğe yükselen bir grup: Ayyuka Vide
MesajKonu: Sesi göğe yükselen bir grup: Ayyuka Sesi göğe yükselen bir grup: Ayyuka Icon_minitimeSalı Şub. 17, 2009 12:47 am

"Ayyuka" sözcüğü grubunuzun içeriğine ve özelliğine dair bir ipucu taşıyor mu sizce? Yoksa sadece ahengi hoşunuza gittiği için mi seçtiniz?

Ayyuka: Aslında her ikisi de var, başta tınısını sevdik, ardından bize uygun olduğunu fark ettik: Ayyuka, göğe, yukarıya doğru demek. Bir hareketi simgeliyor. Bu anlamda bizi anlatıyor.

Bir söyleşinizde "Biz aslında performans grubuyuz" demişsiniz. En çok nerede çalmak sizi mutlu ederdi? Nereler sizi yansıtıyor? Hayranlarınız için de nerelerde çaldığınızı bir duyuralım...


Ayyuka: Aslında küçük, samimi ve kapalı ortamlarda çalmaktan mutlu oluyoruz. Birkaç kere büyük sahnede çalma fırsatımız oldu, orada daha başka bir atmosfer daha farklı bir hava var. Oralarda çalarkenki ruh hali bizim pek alışkın olmadığımız bir durum. Bizi dinlemek isteyenler için genel olarak çıktığımız Peyote var. Orada ayda iki kere konserimiz oluyor, bir ayın başında bir de sonuna doğru. Peyote'de çok iyi başka gruplar da var, bu anlamda İstanbul'un sayılı mekânlarından. Peyote'nin programındaki diğer grupları da takip etmelerini öneririz, merak edenler için. Kendi istediği müziği yapan insanlara fırsat tanıyan bir mekân.

Peki bir performans grubu olduğunuza göre albüm kayıtları için stüdyoda olmak sizi zorluyor mu ? Olumsuz etkiliyor mu bu sizi?


Ayyuka: Tabii biraz olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz. Konser performansımızdaki enerjiyi yakalayamamak gibi bir riski var, bu da içimize sinmeyebiliyor. Albümde de aynı enerjiyi yakalamak istediğimizden çok titizlenebiliyoruz. Çok iyi bir ekip de toplandı aslında içinde Metin, Selçuk, Sarp'ın da olduğu... Yaptığımız müzik itibarıyla da bu biraz daha zor bir durum, ister istemez canlı performansımız ile arasında farklar olacaktır. Önemli olduğunu düşündüğümüz nokta, bu farkları en aza indirmek.

Doğaçlamarın da müziğinizde önemli bir yeri var. Bunun için yetenekli olmak mı yoksa birikimli olmak mı daha işe yarıyor sizce?


Ayyuka: Kesinlikle birbirini dinlemek çok önemli, sonra bütün enerjini ve elinden geleni işine ve o ana vermelisin. Birikim de şöyle bir şey oluyor aslında: Çok daha kontrollü hareket edebiliyorsun ve karşındakinin ne yapacağını bilebiliyorsun. Sen de ona göre düşünüp hareket edebiliyorsun. Zaten saptanmış bir doğaçlama olmadığı için birbirini takip etmesi çok önemli oluyor. Bunun için de birbirini tanımak ve zaman gerekli. Ondan sonra o birikenleri kullanmak bambaşka bir şeye dönüşüyor, daha bilgili oluyorsun.

Sadece müzikle uğraşmadığınızı biliyoruz, hepinizin başka işleri güçleri de var. Hiç “keşke sadece müzikle uğraşabilseydim, bu angaryalar olmasaydı” dediğiniz oldu mu?

Alican: Benim için birini yaparken diğerini yapmak pek de zor olmuyor doğrusu. Bir yandan çizim yapıp bir yandan çalarken birinin yolunu öğrendiğinizde zaten diğerinin de işi kolaylaşmış oluyor. Birinin yapma biçimi diğerinden çok da farklı olmadığı için seviyorum iki işimi de.
Ahmet: Yok ben de seviyorum işimi. Sadece müzikle ilgileniyor olmayı istemezdim, belki o zaman bu kadar mutlu etmezdi de beni.
Özgür: Ben, sadece müzikle ilgileniyor olmak isterdim... Çünkü ne kadar çok zamanın varsa yapabilecek o kadar çok şey var.

Popülerlikten uzak bir tavrınız var. Bu bilinçli bir tavır mı, özellikle mi seçtiniz? Yoksa yaptığınız müziğin doğal sonucu mu bu?

Ahmet: Popüler olmak ya da olmamak için özel bir çaba göstermedik aslında... Özgür'ün belki böyle tavrı olabilir! (Gülüşmeler) Aslında burada popüler olan şeylerin tanımlanması gerekiyor.
Özgür: Ne yaptığımız çok popüler oldu hadi hemen degiştirelim bunu dedik ne de aman bu yaptığımız popüler olsun diye çabaladık. Birileri tarafından yönlendirilmeden kendi istediğini yapabildiğin sürece pek de bir problem yok bence.
Altan: Yaptığımız şey esnasında değil de yaptıktan sonra farkına varıp "a, bu aslında pop müzik" dediğimiz şeyler de oldu. Ama pişman da olmadık.
Alican: Aslında pop müzik iyi de bir şeydir ama bilinçli çok az insan var. Şimdi bir şeyler yapılmaya değiştirilmeye çalışılıyor, değiştirilebilse çok da güzel olur.

Müziğinizin özellikle hitap etmesini, ulaşmasını istediğiniz bir kitle var mı? Sizi dinlediklerini, baş tacı ettiklerini söylerlerse rahatsız olacağınız insanlar var mı? Kendinizi nereye ait hissediyorsunuz? Yanlış anlaşılma gibi bir kaygınız var mı?

Ayyuka: Yok hayır öyle bir şey yok. Belki Almanların kafası karışabilir, Japonlarda alerji yapıyor olabiliriz (Gülüşmeler). Ama gerçekten Japonlar'ın bizi dinlemelerini isterdik; Sevdiğimiz gruplar oraya turneye çıkıyorlar ve hepsi oralarda meşhur: Barış Manço mesela... Bizi de görmeliler yani!

Hem grupça hem de tek tek sayabilir misiniz, baş ucu kahramanlarınız kimler? Dönüp dönüp dinlediğiniz albümler, etkilendiğiniz yazarlar mesela...

Ayyuka: Grup olarak Chad Smith'i çok seviyoruz..
Alican: Ben de John Frusciante'yi seviyorum. Solo albümlerini dönüp dönüp dinlerim.
Ahmet: Ben Chad Smith diyorum...
Özgür: Ben Bukowski diyorum.. yok yok John Fante diyorum. Pink Floyd'un çoğu albümünü dönüp dönüp dinlerim.

2003'te Boğaziçi Üniversitesi Battle of the Bands yarışmasında üçüncülük ödülü aldınız. Bu sizin için önemli miydi?

Ayyuka: Mutlaka bir şey katmıştır bize. Ama Oradaki asıl amaç konser vermekti ve bu da gerçekleşti.

Film müziği yapmayı çok istediğinizi söylüyorsunuz, müziğin görsellikle iç içe olduğunu belirtiyorsunuz.

Ayyuka: Bu aslında sadece bizim değil dinleyenlerin de söyledikleri bir şey. Enstrümantal olduğu için müziğimiz, filmlere uygun parçalarımız olduğunu biz de düşünüyoruz. Herhalde insanlarda da böyle bir eğilim var, enstrümantal olunca sözü olmadığından görüntüye daha yakın hissediyorlar herhalde.

Sözleriniz de hiç dolambaçlı, komplike, dolaylı ve aşırı uzun değil. Sözlerin müziğin önüne geçmesini istemiyor gibisiniz...

Ayyuka: Söylemek istediğimizi doğrudan söylemeyi seviyoruz. Bunu da becerebiliyoruz.

Genel eğilim sizi psychodelic rock olarak tanımlamakta, bu durum sizi rahatsız ediyor mu ? Tanımlanmaktan hoşnut musunuz rahatsız mı, verili kimliklerin rehavetini mi hissediyorsunuz yoksa sınırlandırılmanın kısıtlanmışlığını mı ?

Ayyuka: Evet güzel bir tür "psychodelic rock " fakat sadece böyle tanımlanmak tercih edeceğimiz bir durum değil. Yaptığımız müzik daha uçları açık bir yerde.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sesi göğe yükselen bir grup: Ayyuka

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Müzigi Hisset Ruhunu Gizle... :: Müzik... :: Röportajlar... -
Yeni bir forum kurmak | Müzik | Rock, Punk, Alternatif | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar